Rolf Dobelli çok güzel birşey
yapmış. Belki bir kısmını çoğumuzun sezgisel, çoğumuzun bilinçli olarak bildiği
bazılarını da hiç duymadığımız, karar verirken hayatımızı etkileyen,
inandığımız hatalı düşünce metodlarını listeleyen bir kitap yazmış. Yalın anlatımlı,
direk bilgi aktaran kitapları çok seven biri olarak ben çok beğendim
diyebilirim, şiddetle de okumanızı tavsiye ederim.
Bu 52 maddeden oluşan hatalı
düşünce modellerinin günlük hayatımızda kullanılabilmesi ile ilgili benim
düşüncem de yazar ile aynı. Yüzyıllardır alıştığımız düşünce sistemlerini
değiştirmek, bunlara göre karar vermek gerçekten çok kolay değil ama bakın
kendisini bu yöntemleri hayatında nasıl kullanıyormuş. Eğer bende en azından bu
şekilde de olsa hayatıma uygulamayı başarabilirsem eminim çok faydasını
göreceğim.
‘Düşünce hatalarından
kaçınmak zahmetli o nedenle sadece önemli özel hayat ve iş kararlarında
listemin üzerinden tek tek geçerek, kararımı kontrol ediyorum’ demiş Dobelli.
Kitap ince bir kitap ama
bende her maddeyi aklımda kalacak şekilde özetleyerek okuduğum için 1 haftamı
oldı bitirmek ama her maddenin özetini tabiki sizinle paylaşmayacağım. Daha çok
aklımda kalan, beni şaşırtan ve hep aklımda kalmasına özen göstereceklerimi
sizinle paylaşacağım.
Başarı olasıklarını gerçekte
olduklarından daha yüksek algılıyormuşuz; bu bence günlük hayatta en çok aklımıza
gelebilecek ve yapmaktan sakınabileceğimiz maddelerden biri. Bunun sebebi de
medyanın, kitapların başarı hikayelerini sevmeleri ve onlara daha çok yer
vermeleri; dolayısıyla biz onları daha çok okuyoruz ve daha aşinayız bu nedenle
arka tarafta aynı konularda başarısız olmuş örnekleri göz ardı ediyoruz.
Seleksiyon kıstasında, sadece
çok yüzdükleri için mi yüzücülerin iyi vücudu olduğunu ya da zaten yüzmeye
uygun vücutları olduğu için mi iyi yüzücüler olduklarını baz alarak çoğu konuyu
değerlendirin diyor. Yani bazen neden ve sonucu karıştırabiliyoruz.
Burda çok moda olan benim de
zaman zaman yorumlarını koyduğum kişisel gelişim kitaplarından uzak durmamız
gerektiğini öğütlemiş çünkü şansız insanlar bu kitapları yazmazlar, bir avuç
şanslının tavsiyeleri sizing hayatınızda da aynı başarılı sonuçları
doğurmayacaktır, diyor.
Sürü psikolojisi en
bildiklerimizden. Peki neden içimizde bu psikolojiyi barındırıyoruz? Çünkü
geçmiş ilkel zamanlarımızda hayatta kalmak için detaylı düşünüp karar verecek
kadar vaktimiz olmadığında, diğer insanların yaptıklarını yaparak hayatta
kalmışız. Herkes kaçıyorsa sizde kaçın ama artık bunun mantığını bildiğinize
göre bazı durumlarda detayları değerlendirin. Yani en çok satan ürünü almak
zorunda olmayabilirsiniz aslında!
Batık maliyet yanlışı, bir
projeyi neden yarıda bırakıp gitmek daha karlıyken sonuna kadar devam ettirmeye
çalıştığımızı anlatıyor. Sebep güvenilir gözükmek ama sadece güvenilir gözükme
isteğimiz gerçekten güvende olmamamıza sebep olabiliyor.
Bu konuda çok emek harcadım
bu tezi bitirmem gerek inadı aslında bundan kaynaklanıyor.
Doğrulama eğiliminin bütün
düşünce hatalarının atası olduğundan bahsetmiş çünkü insan beyni doğrulanamayan
kanıtları 30 saniye sonra unutma eğilimindeymiş.
Bunun bir de 2. Maddesi var:
Bir fikri kanıtlayan nedenleri sayıyoruz ama kanıtlamayanları göz ardı
ediyoruz. İşte kişisel gelişime taş attığı noktalardan biri: Meditasyon ile
mutlu olanlar var ama ya meditasyonsuz mutlu olanlar ya da meditasyona rağmen mutlu
olamayanların durumu nedir? Bunu göz ardı etme eğilimindeyiz.
Otorite ön yargısı yine çok
araştırılan ve deneylere konu olmuş bir madde. İnsanların otoritenin
taleplerine uyma eğiliminde olduğunu Milgram testinden biliyoruz. Sonraları
uçak kazalarındaki araştırmalarda bunun konu olduğunu ben de başka kaynaklarda
okumuştum; yazar da yer vermiş. Kaptan pilotun hata yaptığını düşünmesine rağmen
daha az kıdemli olan pilotların bu yorumlarını dile getirememeleri kazaları arttıran
bir neden olmuş. Dolayısıyla, sevilmeyen olma ihtimalinize rağmen mantıklı gelmiyorsa
otoritenin kararını sorugulayın, belki sevilmeyen ama kahraman olursunuz.
Zıtlık etkisi bir pazarlamacı
olarak benim en sevdiğim maddelerden biri. Tahmin edin en çok kullanan sektör
hangisi? 60.000 euro verdiğiniz bir arabaya deri döşeme için 3000 euro
istediklerinde bunu hiç düşünmeden vermeye meyilli oluyorsunuz. E 60.000
vermişken 3000 nedir, hem olmuşken en iyisi oldun değil mi?
Bir sonraki sefer araba
alırken bu tuzağa düşmemeye dikkat edin. Satış tekniklerinde müşterinin talebini
iyi anlayıp, önce istediğinden pahalı ürünü göstermek ve sonra daha uygun
fiyatlı ürünü sunmak, önce ucuz ürünü sonra pahalı ürünü sunmanızdan çok daha
başarılı sonuçlara ulaştıracaktır.J
Elinizi buzlu kovaya
soktuğunuz deneyi de kitaptan okuyup uygulayabilirsiniz, bu beyninizin nasıl
algıladığını da fiziksel ispatlarıyla gösteriyor.
Çok biliyormuş gibi davranan
insanlardan uzak durmamızı tembihliyor. Ben de size Şöför bilgisi olarak
adlandırılan maddedeki anektodu okumayı şiddetle tavsiye ediyorum gerçekten hem
zekice hem gülümsetici hem de gerçekte bu tarz durumlar olduğunu düşündüğünüzde
endişe verici.
Kontrol yanılgısını biraz
açmak istiyorum. Kitabı okurken bunu benim de sıklıkla yaptığımı fark ettim.
Bir düşünün yüksek zar istediğınizde zarları sıkıca sallayıp atıyor ama düşük
istediğinizde yavaşca mı bırakıyorsunuz? O zaman ‘Kontrol yanılsaması’
yaşıyorsunuz sizde benim gibi çünkü mantıksal olarak bakıldığında, hiç bir
etkiniz yok o zarlarda!
Burda Logoterapi diye bir
kavramdan bahsetmiş, araştırdığımda; varoluşsal terapi ile alakalı olduğunu
gördüm. Yaşamda bir anlam bulma çabasının insan yaşamındaki temel itici güç
olduğuna dayanıyor.
New York’da trafik
ışıklarındaki düğmelerin aslında insanların tahammülünü arttırmaktan başka
hiçbir işe yaramadığını ama insanların akışa müdahale ettiklerini
düşündüklerinde daha tahammüllü oldukları için uygulandıklarını belirtmiş.
Sonuç sadece kontrol
edebildiğiniz şeylere odaklanın!
Teşvik hassasiyetinden de
bahsetmek istiyorum çünkü satış, hedef kaygılı ekonomik düzende hergün birçok
yerde bu duruma maruz kalıyoruz. Fransızlar sıçan sayısını azaltmak için her
ölü sıçana para ödeyeceklerini söylediklerinde bilin bakalım ne olmuş? Vatandaş
sıçan yetiştirmeye başlamış. ‘Teşvik hassasiyeti’ doğru yönetilemiyorsa hem
tüketiciler için hem de karlılık, kaliteyi ikinci plana bırakıp sadece kendi
primlerine odaklanan satış temsilcileri yüzünden uzun vadede şirketler için
problem teşkil ediyor.
Bolluk ve çok alternatifin
nasıl kararlarımızı etkilendiğinden önceki yorumlarımda da bahsetmiştim. Hem
kendiniz hem firmanız için alternatifleri çoğaltırken iki defa düşünün; bazen
az çoktur J
Sevilme yanılgısını hayatınızda
ne kadar kullanıyorsunuz, bek galiba çok kullanıyorum. Sadece sempatik olan bir
satışçıdan aslında çok lazım olmasada ürün aldığım olmuştur. Sempatik nedir?
onu kitapta açıklamış yazar: Karşınızdaki kişi ne kadar size benzerse o kadar sempatik
buluyorsunuz, bu kavram ‘öz sevgi’ olarak Incognito’da geçiyordu. Spiritüel
dünyada ise kendin gibi olanı çekme yani ‘Çekim yasası’ olarak
karşılaşmışsınızdır. Satış eğitimi aldıysanız da, ‘Aynalama tekniği’ olarak
geçer. Karşındaki ne yaparsa sen de onu yap. Bu kadar saf bir biçimde insanları
sempatik buluyor ve bize istediklerini yaptırabiliyor olmaları bence düşününce
çok şaşırtıcı ve korkutucu J
Sahiplik etkisi yine sevdiğim
maddelerden biri oldu. Bizim olan kıymetli oluyormuş. Açık arttırmalar tam
burda, insanları can alıcı yanlarından vuruyormuş. Bir örnek vermiş yazar:
50.000 TL verirken düşündüğünüz, pazarlık yaptığınız aracı satın aldığınızda ve
biri size hemen 50.000 satın almak için teklif verdiğinde bir düşünün 50.000’e
tamam mısınız, yoksa en az 55.000 mi istersiniz J
Enderlik yanılgısı tahminimce
çoğu insanın yaşadığı bir şey o nedenle bilindik olmasına rağmen bu maddeye de
yer vermek istedim. Bilimdeki adı’ Tepkisellik’miş. Bir seçenek artık elimizde
olmadığında bizim için daha kıymetli, giden ve başkası ile çıkmaya başlayan
eski sevgili gibi J O nedenle sonradan sizin için kıymetli olacaksa
baştan kıymetini bilin….
Temel oran ihlali bence
aklımızda kalması gereken bir yanlış düşünce şekli daha: Almanya’da klasik
müzik seven bir kişinin profesör mü, otobüs şöförü mü olduğu sorulduğunda genel
profösör olduğunu söylüyor aslında 10.000 kat daha fazla otobüs şöförü olduğu
düşünülürse, matematiksel olarak otobüs şöförü olma ihtimali daha yüksek.
Maddeler 52 tane biraz daha genel
olarak bahsederek ilerlemek istiyorum sanırım paylaştıklarım konuya ilgi
duyanların kitabı okumasına sebep olacaktır, çok tekrar gibi olmasın.
Bir rulet toplu kaç kez
siyaha düştüğünü hatırlayamaz o nedenle üst üste siyah gelmesi tekrar gelmesine
engel değil demiş yazar.
100 dolar kaybettiğimizde 100
dolar kazandığımızdan daha çok üzülüyoruz. Bu ‘Tümevarım’ maddesinin örneği ama
bence ‘Sahiplik etkisi’ de burda gözüküyor. Bu niye mi önemli? Birini ikna
etmek istiyorsanız kazanacaklarına değil kaybedeceklerine oynayın J ya da sizi bu metotla ikna etmeye çalışırlarsa uyanık
olun J
Gruplar bireylere göre daha
fazla riske grime eğiliminde oluyorlarmış, insanların grup içinde işi yayma
eğilimleri de daha fazla oluyor. Üniversite 1 ekonomi dersinden çok net
hatırladığım ve havuz problemlerini böyle çözmüyorduk ama dediğim bir kavram
bunu anlatıyordu ‘Diminishing Marginal Returns’.
Meritokrasi kavramından
bahsetmiş, merak edenler için yönetimin liyakata dayalı olduğu sistem.
Osmanlı’daki Devşirme sistemini buna örnek veriyorlar yani yönetimdeki kişiler
bilgi, üstün özellik ve becerilerinden dolayı o göreve seçiliyor.
‘Ayla etkisi’ yine paylaşmak
istediğim çünkü tahminimce yine çokca düştüğümüz bir hatayı anlatıyor. Bir
insan güzelse onun iyi de olduğunu düşünürüz, yani bir tane göz alıcı özellik
ya da kötü özellikten dolayı olayların ya da insanların tüm yönlerini iyi ya da
kötü olarak nitelendirmeye meyilliyiz. Güzel insanların daha çok maaş aldığı,
hatta daha az ceza aldığı araştırmalar ile ispatlanmış bir tez.
Birşeyin nasıl söylendiği
sonucu çok etkiliyor lütfen bunu günlük hayatımızda uygulamaya çalışalım.
%99 yağsız et, %1 yağlı et
örneğini vermiş yazar. Tahmin edin hangisi daha çok tercih edilmiş? %99 yağsız
et; halbuki ikisi de aynı J
Son olarak ‘Hedonik uyumdan’
bahsetmek istiyorum çünkü hemen hemen her özetimde Dan Gilbert’in ‘Mutluluk Üzerine
Çeşitlemeler’ kitabında bundan bahsediyor diyordum bu sefer yazar da Dan
Gilbert’ı referans vermiş. Ve kitabı
okumak istemezseniz en azından hayatınıza uygulayarak daha mutlu ya da daha az
mutsuz olmanıza yardımcı olacaktır diye düşünüyorum.
Lotodan 10 milyon kazandıktan
3 ay sonra aynı mutluluk düzeyindesiniz ama kolay kolay adapte olamadığımız
bizi mutsuz eden konular var. Mesela ev ile iş arasında uzun süren yol, gürültü;
ben mahalledeki inşaat şirketlerinden bu nedenle şikayetçiyim!, stress. Bunları
engellemeniz mutluluk seviyenizi arttırıyor. Zamanı nasıl geçirdiğiniz,
hobilerinize zaman ayırmanız, arzularınıza yakın şeyler yapmanız mutluluk
seviyenizi yukarıda tutuyor. Ve kadınlarda göğüs estetiği, erkeklerde de iş
başarısı uzun süreli mutluluk kaynaklarındanmış.
Bir de Marshmallow Test’inden
bahsetmek istiyorum çünkü içinde psikoloji barındıran romantic komedi
filmlerinden hoşlananlar için bir film tavsiyem olacak. O filmde ana karakter
sosyal psikolog ve bu teste de yer verilmişti. Çocukların önüne şekerleme
konuyor ve birkaç dakika beklerlerse 1 tane daha verileceği söyleniyor. Az
çocuk bekleyebiliyor ama bekleyenlerin yıllar sonra kariyerlerine bakıldığında
daha başarılı oldukları tespit ediliyor. Filmin ingilizce adı ‘Five years
engagement’ yani ‘5 yıl nişanlı’, bence çok keyifli bir film.
Ve yazardan kopya çekip onun
da ‘Sonsöz’ kısmında yer verdiği, ünlü Amerikalı düşünür Ralp Woldo Emerson’un
sözü ile kapanışımı yapıyorum.
‘Topluluk içinde başkalarının
fikirlerine göre yaşamak kolaydır. Yalnızlıkta kendi fikirlerine göre yaşamak
kolaydır. Ama toplulukta bağımsızlığını koruyabilendir sadece takdire değer
kişi.’
İyi okumalar.