‘Akra’da bulunan elyazması’ okuduğum diyemem ama belki de yazdığım kitap yorumları arasında üzülerek söylüyorum ki benim için en okuması gereksiz olan kitaplardan. Benim için diyorum çünkü burda altını çizmek istediğim önemli bir konu var. Bir kitabı okuduğunuz dönemdeki ruh haliniz, hayattan beklentileriniz, olgunluğunuz o kitaptan aldıklarınızı ve o kitap hakkındaki düşüncelerinizi çok etkiliyor. Bu nedenle sevmeyip elinizden bıraktığınız bir kitabı yıllar sonra tekrar elinize alıp okuduğunuzda çok beğenebiliyorsunuz ki, sanırım bir sonra aktaracağım kitapta böyle bir örnek vereceğim.
Belki de bu kitabın insana kattıkları, öğrettikleri ile
benim şu an ki beklentilerim örtüşmediği için bana okuması zaman kaybı gibi
geldi, keza kitabı bir arkadaşım okuyordu ve okuma listemde çok kitap olmasına
rağmen tavsiye ettiği için ön sıralara almıştım; bu da demek oluyor ki sizde
onun gibi okuduğunuzda beğenebilirsiniz.
Kitap okuması kolay, ince bir kitap, soru cevap şeklinde
ilerliyor dolayısıyla çok üzerinde düşünerek fazla kafa patlatmadan
okunabilecek bir kitap.
Bu ara hızlı okuma kursuna başladığım için mi çok hızlı
okuyup iki gecede bitirdim bilmiyorum ama normal şartlarda da çok uzun
süreceğini sanmıyorum J
Simyacı benim gerçekten çok severek okuduğum ve beğendiğim
bir kitap. Paulo Coelho hakkında olumsuz birşey yazmak da benim haddim değil,
ancak bu kitap için kendisini ekstra övemeyeceğim.
Kitabın içeriğinden kısaca bahsetmek gerekirse, ertesi gün
düşmanla karşı karşıya gelecek olan halk, kıpti dedikleri Yunanlı’yı dinlemek
için meydanda oturur ve ona bazı felsefik sorular sorarlar. Burda bir parantez
açmak istiyorum, ‘Kıpti’ kelimesinin anlamını ben çingene olarak bilirdim ama aslında Yunanca bir kelime olan aigyptos’tan
geliyormuş. Aigyptos da eski Mısır’ın başkenti olan hikaptah kelimesinin bir
türeviymiş. Günümüzde “kıpt”i kelimesi Hıristiyan
Mısırlılar’ı tarif etmekteymiş.
Kıptiye sorulan sorulardan bazılarını kısaca sıralamak
istiyorum belki onun bakış açı ile cevaplarını almak istedikleriniz varsa
ilginize çeker.
Yenilgi nedir?
Mağlup kime denir?
Yalnızlık nedir?
Hayatımı değiştirmekten hep korktum
Güzellik nedir?
Hangi yöne gitmeliyim?
Cinsellik nedir?
Hayatta kalanlar çocuklarına ne öğüt vermeil?
Zarafet nedir?
Mucize nedir?
Neden endişe içinde yaşıyoruz? Ve bunun gibi birkaç soru daha.
Benim bu soruların cevaplarından beğendiğim ve kendime hatırlamak
için seçtiklerimde aşağıdakiler.
Doğanın döngüsünde, zafer veya yenilgi diye bir şey yoktur,
yalnızca devinim vardır.
Hayatta asla yalnız kalmayan kişiler, kendilerine
yabancılaşır.
Yaşamın mucizesini anlayan kişilerin hayatında sevgi ve
yalnızlık beraber huzur içinde yaşayıp gider.
Okursanız ve farklı yorumlarınız olursa, bana da bakış açısı
katması için paylaşırsanız memnun olurum J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder